Her insanın içinde hem erkeksi hem de dişi bir yön var…
Erkekte erkeksilik, kadında dişilik ön planda oluyor ve bunlar dengede olduğunda erkek erkeliğini, kadın kadınlığını daha kolay hissedebiliyor ve sağlıklı bir iletişim kurarak birbirini tamamlayabiliyor. Erkek az seks yaptığında ve yeteri kadar takdir edilmediğinde, kadın çok çalıştığında ve anlaşılmadığında denge bozuluyor ve ilişkilerde sorunlar yaşanmaya başlıyor.
Cinsel Sağlık Enstitü Derneği (CİSED) cinsel terapistleri, bozulan dengenin yeniden sağlanabilmesi için çiftlerin romantizmin ve erotizmin dansına yönlenmelerinin tavsiye etti. İşte
CİSED'in
aşk, erotizm, romantizm ve
tangoya dair basın açıklamasından çok çarpıcı başlıklar…
KADINLAR ROMANTİZMİ ERKEKLER EROTİZMİ SEVİYOR… Romantizmin kadın-erkek ilişkilerinde büyük önem taşıdığının altını çizen
CİSED Onursal Başkanı Cinsel Terapist Uz. Dr. Cem Keçe; "Çünkü günümüzde kadınlar genellikle erkeksi yanlarının ortaya çıkmasına neden olan geleneksel erkek işlerinde çalışıyor. Bu nedenle kadınlar biraz olsun rahatlayabilmek ve gevşeyebilmek için, dişiliklerini kazanmak konusunda eşlerinin yardımına gereksinim duyuyor. Bu konuda en iyi yardım romantizm… Romantizm kadınların zamanla uzaklaştıkları dişilik yanlarını yeniden keşfetmelerine ve erkeklerinde daha kolay erotizm almalarına yardımcı oluyor. Özellikle duygularını açıklayıp paylaşmaktan hoşlanmayan çiftler için romantik dakikalar oldukça önemli… Çünkü romantik anlarda kadınlar erkeklerin gözlerinde özel ve değerli olduklarını, anlaşıldıklarını, oldukları gibi koşulsuzca kabul edildiklerini, sahiplenildiklerini, saygı ve destek gördüklerini hissediyor. Bu hisler kadınların erkeklere erotizm sunmalarını kolaylaştırıyor. Erotizm sonucu yaşanan seks, erkeklerin duygularıyla ve içlerindeki dişi yönle bağlantıya geçmelerini ve kadınlarla daha iyi iletişim kurabilmelerini sağlıyor. Bu nedenle
kadınlar romantizmi, erkekler erotizmi seviyor ve vazgeçemiyor. Böylece romantizmin ve erotizmin dansı, tango tadında gerçekleşebiliyor, çiftin arasındaki iletişim ve yakınlık güçleniyor, tutku artıyor. Bu nedenle
çiftlerin romantik alışkanlıklar geliştirmesi ilişkiye iyi geliyor." dedi.
ROMANTİK ALIŞKANLIKLAR GELİŞTİRMEK GEREKİYOR… Romantizmin canlı kalabilmesi için çiftlerin aralarındaki iletişimin çok iyi olması gerektiğine dikkat çeken
CİSED Genel Başkan Yardımcısı Uz. Dr. Yasemin Yıldız; "'
Konuşmak' kadınların,
'takdir edilmek' erkeklerin en önemli gereksinimlerinden biri… Romantizmin sürebilmesi için kadınlar
dokunulmak, dinlenmek, duygularını paylaşmak ve anlaşılmak isterken, erkekler ise
bir kral gibi takdir edilmek, onaylanmak ve zaman zaman yalnız bırakılmak istiyor. Erkekler
'Seni seviyorum, sana değer veriyorum!', kadınlar ise
'Sana ihtiyacım var!' duygusunu belirtecek
'romantik alışkanlıklar' geliştirdikleri
nde aralarındaki yakın ilişki sağlıklı kalabiliyor. Romantik alışkanlıklar, erkeklerin sarılarak veya
'İyi misin?' diye sorarak eşlerine değer verdiklerini gösteren ve kadınların partnerlerine
'Sen harikasın!' gibi güzel sözlerle takdir ettiklerini belirten çok yalın davranışlar… Romantik davranışların sadece hediyeler ve lüks restoranlar için çok para harcamaktan geçtiğini düşünmek büyük bir yanılgı… Çoğu zaman baş başa mum ışığında yemek yeme, çiçek alma, iltifat etme, duyguları ifade etme, ilgi gösterme, elini tutma, koluna girme, sarılma, fotoğraf albümü hazırlama, beraber romantik bir film izleme, sevilen şarkılardan bir CD hazırlama, ilişkideki ilk'leri hatırlayıp kutlama,
birlikte tango kursuna gitme gibi ufak tefek jestler romantizmi canlı tutabiliyor. Burada önemli olan günlük hayat içerisinde fazla vakit ve para harcamadan duygulara dokunabilmek… Bu nedenle
'Kadının dişiliğini besle, erkekliğin desteklensin!',
'Bir erkeği sıkıntılı bir zamanında seksle kendine getiren kadın gibisi yoktur!' veya
'Bunalımdaki bir kadını anlaşılmak ve dokunmak kendine getirebilir!' deyişlerini yabana atmamak gerekiyor." dedi.
AFRODİZYAK TANGO… Dans etmenin romantizmi ve erotizmi çağrıştıran bir aktivite olduğunu savunan CİSED Genel Sekreteri Cinsel Terapist Psk. Serap Güngör; "Özellikle tango gibi, çiftin kıvrak hareketlerinden oluşan Güney Amerika dansları
uyum ve ahenk, dokunma ve ritim gerektirdiği için cinsel sinyaller yayıyor ve aşk hayatlarını canlandırmak isteyen pek çok çift tarafından tercih ediliyor. Çünkü şehvete meyilli olan tango,
'bedenlerin dans hali' olarak biliniyor. Sorunlu ilişkilere can suyu verebilen tango, çekiciliğin ve tutkunun dansı olmasının yanında, soluğu kesen, arzuya boyun eğdirten ve tutkuya en güzel yanıtın verildiği bir
bütünleşmeme ve bir olma oyunu olarak da biliniyor. Bu oyunun temel stratejileri ise,
baştan çıkarma ve yakınlaşıp uzaklaşma… Oyunu erkek yönetiyor, kadın uyuyor, görünürde tangonun düzeni bu… Ama bedenlerin ilişkisine sızmış olan erotizm ve romantizm zamanla dengeyi değiştiriyor, kadın direniyor, erkeğe teslim ettiği bedenini bir bakışla geri alıyor, yönetim bedenden bakışa, erkekten kadına geçiyor. Erotizm ve romantizmin dansında yaratıcılık, teslimiyetin açık masumiyetinden yasak olanın gizli günahkârlığına dönüşüyor ve afrodizyak tangoda denge sağlanıyor." dedi.
Kyn:CISED
Yasal Uyarı: Sitemizde yayınlanan haberlerin tüm telif hakları magkadin.com ait olup; çalınması, alıntı yapılması, çoğaltılması gibi durumlarda ihtarda bulunmaksızın, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserlerini Koruma Kanunu ve ilgili kanun hükümleri gereği her türlü yasal mecrada haklarımızı sonuna kadar arayacağımızı bilmenizi isteriz. Site kullanım koşulları